23 Kasım 2006 Perşembe

(dez)enformasyon

Enformasyon çağı aynı zamanda "çelişkiler çağı", yani bir yandan çıkar grupları, iktidarlar ve her türden otorite kendi lehine olmak üzere, medya ve iletişim araçlarıyla müthiş bir (dez)enformasyon bombalayor, öte yandan da artık dünya sanıldığı kadar "kapalı" değil! Demem o ki, Yusufeli barajında da bugüne kadar dezenformasyonun (yani kamuoyunu kasıtlı olarak yanlış bilgilendirmenin) alasını yaptılar, bilmem Yusufelinde yapılan sözümona anket çalışmasından haberiniz var mı?

Ayrıntısına, yasal olarak da fazla değinemeyeceğim bu çalışmanın sosyolojik açıdan doğru ve etik olduğunu savunacak, aklıbaşında bir tek akademisyen bulamazsınız. Yalnızca şu kadarını söyleyeyim, ankette en hayati soru olan ve tarafsızlığı ve sağlıklı bir değerlendirme açısından zorunlu olan en temel soru dahi sorulmamıştır: YUSUFELİ'NİN BARAJ OLMASINI İSTİYOR MUSUNUZ? Bu kritik sorunun yerine Barajdan sonra nereye gitmeyi planlıyorsunuz türünden bir soru ikame edilmiştir. Bu bana Azerbaycandaki Cumhurbaşkanlığı seçimini hatırlatıyor, tek lider Aliyev yeniden cumhurbaşkanı seçilirken sandık pusulasında şu ifade yeralıyordu: Haydar Aliyev Cumhurbaşkanı olsun, değil mi? Şıklar evet ve hayır. Bu ifadenin tam Azericesi daha komik oluyormuş, yani seçmezsen sen bilirsin babından bir anlam çıkıyor! Ankete katılanlar daha iyi hatırlayacaktır alalacele ve önemli bir nüfusu da dışarıda bırakan bu çalışmayı. Ayrıntıya inmeyen, açık uçlu soruların geçiştirildiği, muhatabın kişisel görüşlerini ifade edebilecek soruların yeralmadığı, dar seçeneklerden birini tercihe zorlanıp ardından bu tercihe yönelik yeni soruların sorulduğu bir anket; ve bu anketin bir sonraki aşaması da malum: "Bakın işte anket yaptık, halkın şu kadarı baraj sonrasında..."deme hakkı!
Üstelik bu anketin sonuçlarını ne o zaman ne de şimdi bilen, gören, tartışan yok! Yani bilgiyi veriyorsunuz ama ne şekilde işlenip yorumlandığı konusunda bilgi edinemiyorsunuz!

Bu yalnızca bir örnek; yoksa zaten bazı gazetelerin yalnızca Erzurum ve Trabzon baskılarında yeralan bölge haberleri sayfalarında dezenformasyonun kralını görebilirler..Nedir, halkımız kahvede, berberde otururken, acaba bizim ilçeden haber var mı diyerek merakla açacağı bölge sayfasında çoğu zaman kaynak belirtilmeden yazılan aslı astarı olmayan rakkamlar, tarihler görecek, pılını pırtını toplama zamanının geldiğine inanacaktır.

Dar zamanlarda yaşıyoruz hepimiz, günün yorgunluğunun üstüne belki adamakıllı düşünecek vakit bile bulamıyoruzdur, çağın esprisi dedik ya bu durum en çok halihazırdaki işlerine çomak sokulmasını, muhalefet edilmesini istemeyenlerin işine yarıyor muhakkak ve yine cesareti, siyasetin artık daha fazla kapalı olmasına tahammül edemiyor hale gelişimizden alıyoruz herhalde...

Hiç yorum yok: